OECD Girişimcilik, KOBİ'ler, Bölgeler ve Şehirler Merkezi (CFE) tarafından yayımlanan Mart 2020 Geçici Dönem Ekonomik Görünüm Raporu’nda KOBİ’lerin küresel ölçekte değerlendirmeler ile mevcut salgından nasıl etkilenebileceklerine değinilmiştir. Rapor, 16 Mart 2020 tarihinde güncellenerek okuyucuya sunulmuştur. Bu tarihten itibaren yaşanan gelişmeler raporda yer almamaktadır.
1. Genel Bakış
OECD Mart 2020 Geçici Dönem Ekonomik Görünüm Raporu’na göre 2020 yılı için yıllık küresel GSYİH büyümesi tahminleri, koronavirüs salgını nedeniyle yarım puan düşerek %2.4'e geriledi.
Bununla birlikte, daha uzun süreli ve daha yoğun şekilde yaşanacak bir koronavirüs salgını küresel büyümeyi %1,5'e kadar yavaşlatabilir. Rapor, hükümetlerin koronavirüsü ve ekonomik etkilerini aşmak için hızlı ve kararlı davranmalarının önemini vurgulamaktadır. Raporun 2 Mart'ta yayınlanmasından bu yana virüs daha da yayıldı ve borsalar giderek artan belirsizliklere olumsuz tepki verdi.
Geçtiğimiz haftalarda bazı uluslararası kuruluşlar koronavirüs salgınının ekonomik etkisiyle ilgili çalışmalar yayınladılar. Örneğin UNCTAD, Çin'deki koronavirüs etkisinin ihracatta küresel değer zincirlerine 50 milyar dolara mal olduğunu hesaplamıştır. Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) ise tahminlere göre %5-15 oranında daralabilir. Asya Kalkınma Bankası, küresel GSYİH'nin %0,1 - 0,4'ü arasında bir etki ön görmektedir. IMF de beklenen etkiler ve gerekli politikalar üzerine yansımalar içeren bir dizi blog yayınladı; üretimdeki düşüşün 2008 küresel mali krizinin başlangıcıyla karşılaştırılabilir olmasına rağmen şu anki durumda hizmetlerde öne çıkan düşüşün daha büyük göründüğünü ve özellikle kentsel ortamlarda kilitlenmelerin ve sosyal mesafenin sonuçlarını taşıdığını vurguladı.
Birkaç istisna dışında, durumun OECD ülkelerindeki KOBİ'leri nasıl etkilediğine dair sınırlı ampirik kanıt mevcuttur. En çok etkilenen ülkelerdeki büyük aksaklıklar ve diğerlerinde endişeleri artıran ilk belirtiler anketlerde ortaya çıkarılmaktadır. Buna göre:
- Çin hakkındaki raporlar KOBİ'lerin üçte birinin bir ay boyunca sabit giderleri karşılayacak kadar paraya sahip olduğunu, diğer üçte birinin iki ay içinde tükenerek milyonlarca Çinli KOBİ'yi riske attığını gösterdi. 14 Mart'taki raporlar, Çinli KOBİ'lerin %60'ının tekrar işe girdiğini ancak diğer pazarlardan gelen talebin azalması nedeniyle daha fazla ve artan zorlukla karşılaştığını gösteriyor.
- Almanya'da Şubat ayı içinde yapılan hesaplamalara göre Almanya'daki küçük işletmelerin bölgesel tedarik zincirlerinde faaliyet göstermeleri nedeniyle nispeten daha az etkilendiğini öne sürüldü.
- Mart ayı başında yapılan bir ankete göre ise İtalya'daki mikro ve küçük işletmelerin katıldığı bir ankette, yanıt veren 6.000 firmanın % 72'sinin tedarik zinciri ve/veya nakliye ve lojistik boyunca talepte bir sorun veya bir sorun nedeniyle doğrudan etki aldıkları kaydedilmiştir. Ankete katılanların üçte biri gelirlerinde %15'in üzerinde düşüş olduğunu belirtti ve firmaların %18'inde bu düşüşün %5-15 arasında olduğu belirlendi. En fazla etkilenen firmalar talep düşüşü sebebiyle öncelikle lojistik-nakliye (% 98.9), turizm (% 89.9), moda (% 79.9) ve tarımsal gıda (% 79.9) sektöründeki firmalardır.
- 11 Mart'ta ABD Tedarik Yönetimi Enstitüsü anket sonuçlarını yayınladı. Ankete katılanların % 81'inin kazancı 10 milyon ABD dolarından az olarak belirtildi ve cevaplayanların yaklaşık % 70'i tedarik zincirinde aksamalar olduğunu, % 80'inden fazlasının da salgının etkilerini yaşamayı beklediğini gösterdi. Diğer bir araştırmaya göre ise küçük işletmelerin krizden daha çok etkileneceği belirtildi.
2. KOBİ’ler üzerindeki etkileri
Koronavirüsün hem arz hem de talep açısından ekonomiyi ve özellikle de KOBİ'leri etkileyebileceği durumlar incelenmiştir. Tedarik açısından, çalışanlar okullar kapalıyken evde bakmakla yükümlü oldukları kişilere bakmak isteyebilir ve şirketler işgücü arzında bir azalma yaşayabilir. Hastalığın sokağa çıkmama önlemleri ve karantinalarla kontrol altına alınmasına yönelik kararlar kapasite kullanımında daha fazla ve daha ciddi düşüşlere yol açmaktadır. Ayrıca tedarik zincirleri yarıda kesilerek parça ve ara mal sıkıntısı yaşanabilir.
Talep tarafında, KOBİ'lere yönelik büyük ve ani bir talep ve gelir kaybı, işlevlerini ciddi şekilde etkileyebilir ve/veya ciddi likidite sorunlarına neden olabilir. Bunlara ek olarak tüketiciler gelir kaybı, enfekte olma korkusu ve belirsizlik durumu yaşayabilir, bu da harcama ve tüketimi azaltır. Bu etkiler, işçilerin işten çıkarılması ve firmaların maaş ödeyememesi gibi sorunlarla daha da karmaşık hale gelebilir. Turizm ve ulaşım gibi bazı sektörler daha fazla etkilenebilir, bu da iş akışı ve tüketici güveninin azalmasına sebep olur.
Güven ve kredinin daha da azalmasıyla birlikte virüsün etkisi finansal piyasalara daha büyük bir yük getirebilir.
3. Ülkelerin politika müdahaleleri
Raporda KOBİ'lerin virüs sebebiyle karşılaştığı durumlar göz önüne alınarak ülkeler tarafından alınan bazı önlemlere yer verilmiştir. Ülkelerin ilk endişesi halk sağlığı olmakla birlikte, koronavirüsün küçük işletmeler üzerindeki ekonomik etkisini azaltmak için giderek daha fazla önlem alınmaktadır. Bu politikalar ülkelere göre çeşitlilik göstermektedir.
Merkez Bankaları tarafından öncelikli olarak gündeme alınan konular şu şekilde sıralanmıştır: bilgi kirliliğini önleme, çalışma saatlerini düşürme, yeni finansal kaynaklar oluşturma, geçici vergi indirimleri, afet yardım programları gibi direkt maddi yardım içeren paketler, ihale ve ödeme ertelemeleri, ticari bankaların da dahil olduğu çeşitli programların oluşturulması vb. Bazı ülkelerde küçük işletmeler için mentörlük hizmeti ve ödemelerin ileri tarihe atılabilmesi için alınan çeşitli önlemlere de raporda yer verilmiştir.
Türkiye’de 16 Mart'ta medyaya yansıyan haberlere göre, koronavirüsün yayılması durumunda şirketlerin ve küçük işletmelerin ekonomik yavaşlama ile başa çıkabilmesine yardımcı olacak önlemden biri olarak vergi indirimi yapılmasının düşünüldüğü de raporda belirtilmiştir. Dünya ülkelerinde öne çıkan virüs önlemlerine de rapor kapsamında yer verilmiştir.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefler. KAGİDER kadın girişimciliğini, kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişmesi ve bu sayede ekonomik güçlenme ile kadın güçlenmesini sağlayacağı için destekler. Kadın girişimcilerin sağlayacağı faydalar, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı verecektir.