Dünya
hızla değişiyor. Yenilikliklerden teknolojik gelişmelere, krizlerden toplumsal
sorunlara her gün farklı gelişmeler duyuyor, okuyoruz. Değişimin, dönüşümün ve
tüm çözümlerin kalbinde ise bilim yatıyor. Bu vurgunun 9 yıldır yapıldığı özel
günlerden biri ise 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları
Günü. 2 Aralık 2015 tarihinde düzenlenen 81. Birleşmiş Milletler Genel
Konsey’inde her yıl 11 Şubat gününün Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız
Çocukları Günü olarak ilan edilerek cinsiyet eşitliğinin tanımının bilim
alanına genişlemesi gerekliliğinin altı çizildi. Bilim ve teknolojide toplumsal
cinsiyet eşitliğini daha ileri götürmek, sürdürülebilir bir gelecek kurmak için
şart. Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü, hem geçmişteki başarıları kutlamak hem de
geleceğe yönelik adımlarımızı
değerlendirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alarak oluşturmamız için
bir fırsat sunuyor.
Geçmişten Notlarla Kadın Bilim İnsanlarının Mirası
“Hayatta hiçbir şeyden korkmayın, yalnızca her şeyi anlamaya çalışın.” diyor Marie Curie. Curie ve daha nice kadın bilim insanı geçmişten uzanan hikayeleri ile hepimize ilham vermeye devam ediyor.
• Bilimde İki Nobel Ödülü Kazanan İlk Kadın: Marie Curie, radyoaktivite alanında yaptığı çalışmalarla bilinen, bilim tarihindeki en ünlü figürlerden biri. 1867'de Polonya'da doğan Curie, fizik ve kimya alanlarında NobelÖdülü kazanan ilk ve tek kişi. Curie, radyumu ve polonyumu keşfederek radyoaktif ışınların tedavi amaçlı kullanımının öncülüğünü yaptı. Ancak bu çalışmalar, kendisinin sağlığını olumsuz etkiledi ve 1934'te radyasyon kaynaklı komplikasyonlardan hayatını kaybetmesine neden oldu. Curie'nin kararlılığı, zekası ve bilime olan katkıları bugün bile pek çok genç kadın bilim insanına ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
• DNA'nın Yapısını Ortaya Çıkaran Gizli Kahraman: Rosalind Franklin, DNA'nın yapısını anlamamızda kritik bir rol oynayan ancak adını gereken sıklıkta duymadığımız bir İngiliz biyofizikçi. 1950'lerin başında çalışmaları, DNA'nın çift sarmal yapısının anlaşılmasına yol açtı. Buna rağmen çalışmaları erkek meslektaşları James Watson ve Francis Crick tarafından tanınmadan kullanıldı. X-ışını difraksiyon tekniği ile elde ettiği DNA fotoğrafları, bu molekülün yapısını çözme anahtarıydı. Franklin, 1958'de kanserden öldüğünde, DNA'nın yapısı üzerine yaptığı çalışmaların tam anlamıyla takdir edilmemiş olsa da katkıları bilim tarihinde çok büyük bir yere sahip.
• Dünyanın İlk Programcısı: Ada Lovelace,ise 19. yüzyılda yaşamış ve genellikle dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen İngiliz matematikçi. Lovelace, Charles Babbage'ın analitik motoru için algoritmalar geliştirdi ve bu çalışmaları modern bilgisayar programlamasının temellerini attı. Lovelace, matematik ve bilgisayar bilimlerindeki kadınların önünü açan bir öncü olarak kabul ediliyor.
• Geleneksel Tıptan Modernİlaçlara: Çinli farmakolog Tu Youyou, sıtma tedavisinde devrim yaratan bir ilaç olan artemisinini keşfeden bilim insanı. 1960'ların sonlarında, Vietnam Savaşı sırasında sıtma çok sayıda askerin ölümüne neden oluyordu. Youyou ve ekibi, geleneksel Çin tıbbı yöntemlerini kullanarak artemisinini keşfettiler. Bu buluş, milyonlarca insanın hayatını kurtardı ve 2015 yılında Nobel TıpÖdülü'ne layık görüldü. Youyou, modern tıpta geleneksel bilgilerin nasıl değerli olabileceğini gösteren bir örnek oldu.
Sürdürülebilirlik için Yeni Bir Dönem
Bilim tarihine dönüm noktası olarak yer alan bu anekdotlarda yer alan detaylar bilimde cinsiyet çeşitliliğinin ve kapsayıcılığın temel alınmasının öneminin altını çizer nitelikte. 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü’nün bu yılki ana teması “Kadınlar ve Kız Çocuklarının Bilim Liderliği: Sürdürülebilirlik için Yeni Bir Dönem” olarak belirlendi. Geleceğimizi şekillendiren başta iklim krizi olmak üzere birçok problemle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, bilim ve teknolojide toplumsal cinsiyet eşitliğini büyük adımlarla ileri götürmemiz şart. Ancak UNESCO verilerine göre, kadınlar dünya genelinde araştırmacıların üçte birini oluşturuyor ve önde gelen üniversitelerde üst kadrolarda erkeklere göre daha az sayıda yer alıyor. Bu eşitsizlik ise daha düşük yayın oranına, daha az görünürlüğe ve daha az finansmana neden oluyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Antonio Guterres, yapay zeka ve makine öğrenimi alanlarındaki gelişmelerin ise mevcut önyargıları çoğalttığını vurguluyor. Çeşitlilik arttıkça yeniliklerin arttığını kabul etmemiz gerekiyor.
Bilimde cinsiyet eşitliğini sağlamak için kız çocuklarının eğitimde eşit fırsatlara sahip olması şart. Dünyanın kadınlar ve kız çocuklarının potansiyellerini ortaya çıkaracak şekilde tasarlanması için STEM’de çok daha fazla kadına ihtiyaç var. Bu nedenle eğitim sistemleri, kız çocuklarını STEM alanlarına yönlendirmeli ve onları desteklemeli. Mentörlük programları, burslar ve bilim kampları gibi araçlarla kız çocuklarının hak ettikleri eğitime erişerek farklı bilim alanlarında kendilerini geliştirmeleri için kolektif bir çaba gösterilmesi gerekiyor. Guterres’in açıklamalarına göre kadınların STEM’e katılımını artırmak, cinsiyete dayalı ücret açığını kapatarak önümüzdeki on yıl içerisinde kadınların gelirlerini 299 milyar dolar artırma kapasitesi taşıyor. Kadınlar ve kız çocukları, bilimde daha fazla temsil edildikçe bilim dünyası daha zengin ve çeşitli hale geliyor. Bu sadece laboratuvarlarda değil, politika yapımında ve toplumsal karar alma süreçlerinde de önem taşıyor.
İklim kriziyle mücadele, adil ekonomik sistemlerin oluşturulması, eğitimde fırsat eşitliği, barış ve adaletin sağlanması için kadınlar ve kız çocuklarının karşı karşıya olduğumuz sorunlara çözümler sunan bilim alanında eşit şekilde yer almasını sağlamak en büyük önceliklerimizden biri olmalı. 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü’nü nice kadın bilim insanın eşsiz çalışmaları ile kutlamak dileğiyle.
Kıvılcım Pınar Kocabıyık
KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi
Girişimci
KAGİDER Üyesi