Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler iletişim, ticaret, gündelik yaşam gibi birçok alanı etkileyerek toplumların yaşamında önemli değişiklere neden oldu. 2022 itibariyle üçüncü yılına giren pandemi süreci ile birlikte ise tüm dünyada başlayan köklü değişim hayatımızın ve yaşam standartlarımızın değişmesini gerektirdi.
Değişen dünya, çalışma hayatının standartlarının da değişmesini neredeyse zorunlu hale getirdi. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan rapora göre dijitalleşme son 10 yılda çalışma hayatına 2 milyon yeni iş kolu katılmasını sağladı. Rapora göre, 2030 itibariyle ise 1,7 milyon yeni iş kolunun daha oluşacağı öngörülmektedir.
Pandemiyle zorunluluk haline gelen dijitalleşme ile birlikte işgücü piyasasının da ihtiyaçları dönüştü, geleceğin meslekleri kategorisinde hayatımıza birçok farklı meslek dalı girmiş oldu. Bu doğrultuda firmaların, çalışanlarının gelecekte yetenek uyuşmazlığı sorunu ile karşı karşıya gelmemesi adına gerekli önlemleri alması gerekmekte ve firmaları insan kaynağı becerilerinin uzun ömürlü olmasını öncelikli olarak düşünmek durumundadır. Bunun en verimli yolu ise artan dijitalleşme ihtiyaçları doğrultusunda çalışanların bu konuda eğitilmesi, şirketlerin veriye dayalı yönetim şeklini benimsemeleridir. Bu doğrultuda firmaların akademik kurumlarla daha fazla işbirliğine girmek ve işgücünün becerilerini güncellemeye daha fazla yatırım yapmak gibi önemli zorunlulukları da ortaya çıkmaktadır.
Dünya genelinde son iki yılda üretilen verinin, tüm tarih
boyunca üretilen verinin toplamından fazla olduğu ve veri üretiminin gittikçe
arttığı göz önüne alındığında bu alandaki altyapıların gelişmesi ve insan
kaynağı açısından uzmanlığın artması gerekliliği ön plana çıkmaktadır.
Günümüzde web, e-ticaret, banka ve kredi kartı işlemleri, sağlık, sosyal ağ,
trafik ve güvenlik gibi platformlardan birçok veri üretilmekte ve
depolanmaktadır. Şirketlerin verimliliklerini arttırmak için veri analitiğine
yönelmesi ise veri analizi yapan uzmanlara duyulan ihtiyacı arttırmaktadır.
Veri analizi gerekliliği ise mobil internet, bulut teknolojisi, insansız
araçlar, nanoteknoloji ve 3D yazıcıların iş dünyasındaki kullanım yoğunluğunu
arttırmaktadır. Bu dönemde uzaktan çalışma ve online eğitimle ilgili işler ve
bu işlerin altyapısını sağlayan yazılım ve donanım uzmanlarına olan talebin artmasına
neden oldu. Ayrıca gelecekte hızlı dönüşüm ve maliyetleri düşürmek adına yapay
zekâ uzmanlarının bilgi birikimine ve üretim gücüne katılımına ihtiyacımız olacağını
düşünmekteyiz.
2011 yılında Almanya’da düzenlenen teknoloji fuarında ilk
defa karşımıza çıkan Endüstri 4.0 bilişim teknolojileri ile tüm yaşamsal
mekanizmaları bir arayı getirmeyi amaçlamaktadır. Bu da birçok ülkenin
stratejilerini bu doğrultuda geliştirmesine neden olmuştur. Yeni dünya düzenini
getirecek olan Endüstri 4.0 ile üretim ve yaşam alanlarının tamamı akıllı
donanımlara sahip olacak ve sistemler birbiri ile bütünleşmiş şekilde
çalışacaktır. Bu doğrultuda ise; Endüstriyel Veri Bilimciliği, Robot Koordinatörlüğü, Endüstriyel
Bilgisayar Mühendisliği / Programcılığı, Veri Güvenliği Uzmanlığı, Şebeke
Geliştirme Mühendisliği, 3-D Yazıcı Mühendisliği, Giyilebilir Teknoloji
Tasarımcılığı gibi meslekler birkaç yıl içinde en fazla artış beklenen
mesleklerdendir.
Çalışanlardan, karar alıcılara kadar her seviyede insanın proaktif şekilde uyum sağlamalarını gerektiren bu dinamik süreç insan kaynağı sektörünü de derinden etkilemektedir. Tüm bu değişim süreci ve sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçlar ile yeni ekiplerin ortaya çıkmasına tanık olacağımızı ve insan kaynakları firmalarına her zamankinden daha fazla iş düşeceğine inanıyorum. Rekabetin küreselleşmesi, ekonomik ve demografik trendlerin değişmesi ile birlikte işverenlerin çalışanların sahip olduğu bilgi, eğitim, tecrübe, beceri ve uzmanlıklarından daha fazla yararlanmaya odaklanmasına neden olmaktadır.
Dijitalleşme ile birlikte çalışanlar ve işverenler için iş piyasasının da küreselleştiğini görmekteyiz. Özellikle uzaktan çalışma modeli ve belirli bir ofis veya iş ortamına bağlı olma zorunluluğu olmamasının görülmesiyle, bir anda işverenlerin yeteneklerin herhangi bir coğrafi kısıt olmaksızın kendilerine açılmasını sağlamıştır. Çalışanlar da değişime uyum sağlayarak tüm dünyada çalışabilir hale gelmişlerdir. Bizler de Workforce olarak çalışmalarımızı global ortama taşımaya ve yurtdışı iş ortaklarımız ile yakın ilişkilerimizi dijital ortamda sürdürmeye hızla devam etmekteyiz.
Özellikle orta ve üst düzey yönetici alımları yapan bir firma olarak amacımız işveren ve çalışan arasındaki ilişkiyi daha iyi ve sağlam kılarak, işletmeye sürdürülebilir üstünlükler kazandırmak ve işletme verimliliğine katkı sağlamaktır. Bu noktada çalıştığımız firmaların bizleri stratejik bir ortak olarak görmesinden mutluluk duyuyoruz.
Yaprak Karaaydın Demirel
KAGİDER Üyesi
Girişimci
KAGİDER Üyesi