KAGİDER Üyesi Meral Varuy Yazdı: KAGİDER Korusundan KAGİDER Ormana

KAGİDER | 2 yıl önce | 3 dakikalık okuma

KAGİDER’de Yeniden Yeşil İş dediğimizden günden beri;

her günümüz, her haftamız yeni farkındalıklar ile geçiyor. Bunların en önemlilerinden biride Kasım Ayı içinde gerçekleşti. Kagider üyeleri için Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Çedbik www.cedbik.org “Yeşil Bina Nasıl Olmalı” başlıklı bilgilendirme ve eğitim toplantısı düzenledi.

Bildiklerimizi yineledik, yeni rakamlar, yeni tablolar yeni gerçekler ile tekrar şok olduk. Bir binayı daha proje safhasında iken doğru Yeşil Bina projesi ile başlamak çok güzel, ama kullandığımız binalar da da çok şey yapılabilir olduğunu anlattılar bize.Sertifika sistemlerini, dünyadan ve Türkiye’den örnekleri rakamsal tablolar ile paylaştılar. Bizi 24 saat arayabilirsiniz diyerek de bitirdiler.

Yeşil Bina nedir?

Bugün sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu vb. pek çok isim altında karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül bir anlayışla ve sosyal ve çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı katılımı teşvik eden, ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir.Dünyadaki Ulusal Yeşil Bina Konseylerinin deneyimi, yeşil binaların yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili yollarından birinin bu binalara bir “yeşil etiket” vermek olduğunu ortaya koymuştur. Nasıl yediğimiz yemekler veya satın aldığımız ürünler için bir “eko etiket” söz konusu ise ayni şeyi binalar için de yapmak bu binaların teşviki ve yaygınlaşması anlamında olumlu bir adımdır. Bu etiketler sayesinde bir binanın birtakım standartlar çerçevesinde yeşilliği tescil edilir.

Bu standartlar aynı zamanda yeşil bina tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler için kılavuz niteliği taşır. Sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini kamuoyu ile paylaşmak isteyen şirketlere de geçerli bir etiket sağlar. Yeşil yapılaşmaya yönelmek şirketler için aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da görülmelidir.

Binaların ve yerleşimlerin küresel ısınmaya sebep olan başlıca seragazı olan CO2 salınımının %40’ından sorumlu olduğunu düşünürsek, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve en önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet yetkililerine büyük sorumluluklar düştüğünü görürüz.

Bina ve yerleşimlerin çevreye olan etkileri salgıladıkları CO2 gazıyla da sınırlı değildir. Aynı zamanda su kullanımının yaklaşık %12’si, atıkların %65’i ve elektrik tüketiminin de %71'in de sorumludurlar.

Bu rakamların büyüklüğü, binaların ve yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin azaltılması için ayni zamanda büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil” ve “çevreci” olarak tabir edilen binaların enerji tüketiminde %24-50, CO2 salınımında %33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş sağlanacağını ortaya koymaktadır.

Çedbik/Çevre Dostu Yeşil Binalar derneği


Kurumsal, bireysel yapılabilecek çok şey varken; çok da zor da değilken neden hala görmemezliğe geliyoruz, anlaşılır gibi değil. Doğaya zarar vermezsek, gereğinden fazla tüketmezsek, atıkları dönüştürürsek, karbon ayak izimizi çoğaltan fosil yakıtlar yerine yenilenebilir, doğal enerjiden oluşan yakıtlar kullanırsak, sularımızı boşuna kullanmazsak, hesaplı ölçülü olursak, başımız derde girmeyecek. Yoksa hızla mahvoluşa gidiyoruz. 2030 a kadar bu değerlerimizi revize etmeden, hatta artırarak giderek geri dönüşümü olmayan bir noktaya ulaşacağız.


Hepimizin bireysel farkındalığı öncelikle çok önemli. Kurumsalları da zaten bizler oluşturmuyor muyuz? Acı bir geleceğin bizi beklediğine artık inanırsak, çok az bir zaman içinde belki bu gidişe dur diyebiliriz.


Enerji verimliliği çok önemli, geri dönüşüm çok önemli,illa yeşil bina olmasada tasarruf yapmalı ve kendi kendine yeten döngüsel bir yaşam sürdürmeliyiz. Yoksa şu anda gelecek nesillerin, uzak da değil, torunlarımızın paylarını kullanıyoruz, onlara susuz ve kıtlık problemleri yaşanacak günler bırakıyoruz.


Dünyaya borcumuzu ödemeliyiz.

2020 Dünya Çevre Günü ile başlattığımız “Karbon Ayak İzi Ölçme” ve farkındalığımızı paylaşarak arttırmak için başladığımız projemiz ile doğaya olan sadece 1 yıllık borcumuzu ödemek için; yola çıkınca sadece Kagider Toplumsal Etki Strateji Grubu “Yeşil İş komitesi” olarak Çekül’ün 7 Ağaç ormanları programı aracılığı ile her bir üyemizin adına 4’er fidan ektik ve 1500 fidanlık bir Kagider Korusu oluşturduk. Amacımız sadece bu yılı ofsetlemek değil, harcamalarımızı ortalama %40 da azaltmak, ve farkındalığı tüm Kagider Grup ile paylaşmak. Seneye tüm Kagider grup olarak; 10.000 adet yeni fidan ile Kagider Ormanı oluşturmak yeni hedefimiz.

www.karbonayakizi.com/calculator/calculator.aspx linkinden Karbon Ayak İzinizi ölçüp, ürettiğiniz CO2’i ağaç dikerek telafi etmek amacıyla KAGİDER KORUSU’nu Ormana çevirmek için tüm üyelerimizi davet ediyoruz.


Ayrıca sevdiklerimizi dostlarımızı çalışanlarımızı da bilgilendirerek, onlara, doğum günü ve diğer kutlama günleri için onlar adına yeni yeşerecek fidan sertifikası göndererek, paylaşımlarınızı çoğaltmasını diliyoruz.


Yeni Yeşil Düzen’e doğru hep birlikte güç olalım.


Galeri



KAGİDER

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefler. KAGİDER kadın girişimciliğini, kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişmesi ve bu sayede ekonomik güçlenme ile kadın güçlenmesini sağlayacağı için destekler. Kadın girişimcilerin sağlayacağı faydalar, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı verecektir.