KAGİDER Üyesi Meral Varuy Yazdı: AB Birliği Yeşil Mutabakata Hazırmıyız?

KAGİDER Üyesi | 2 yıl önce | 5 dakikalık okuma

Paris İklim Antlaşması’nın imzalanması ile Türkiye için yeni bir dönem başladı.Türkiye 2053 tarihine kadar, sera gazı emisyonlarını sıfırlanmak için hedefler belirlediğini açıkladı.Ticaret Bakanlığı bu konuda bir yol haritası kapsamında 60 sayfalık Yeşil Mutabakat Eylem Planı hazırlamış.Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Daire Başkanı yetkilisi Mehmet Ergüdal’da açıklamasında “Eylem Planında sürekli kendimizi yenileyeceğiz, değişiklikleri, plana ekleyeceğiz.” diye anlattı. Bütün sektörler, ve tedarikçilerinin bunları bilmesi ve uygulaması gerekiyor.Şu anda geç kalınmış ve hazırlıksız olmanın paniği ve karışıklığı yaşanacak tabi. Konunun danışmanları da çalışmalara başlamış, ama her şirket sahibinin, üreticinin doğru kararlar ve uygulamalar yapabilmesi için kendisi de bu konuları olabildiğince bilmeli ve anlamalı. Adil geçiş nasıl olacak da çok önemli konulardan..

Yeşil Mutabakatın mevzuat ayağını oluşturan “Fit for 55” e uyum paketi de 2030 a kadar yapılması gereken hedefler olarak çok önemli. Bu dönemin finansmanı da çok önemli. Bu konuda destekler alınabilir.

SKD Sınırda Karbon Düzenlemeleri başlığı ile karbon emisyonunun ayarlanması, ölçülmesi, vergilendirilmesi, hep öğrenilmesi gereken konular.

Biz de Yeşil İş Kagider olarak bu dönem arkadaşlarımıza doğru yerlere yönlendirmeler yapacak bilgilendirmeler yapmak için hazırlıklarımızı ve programlarımızı yaptık.

Doğru güncel bilgileri paylaşmak için blog sayfalarımızda sizlere ulaşacağız. Kagider youtube ve Kagider Pusula’da da paylaşımlar bulunacak.

Aşağıda hem Yeşil Mutabakat Eylem Planının linkini hemde Dünya gazetesi tarafından düzenlenen “Yeşil Mutabakat’a uyum: Dönüşümün Neresindeyiz? “panel notlarının özetini çok faydalı olacağını düşünerek ekledim.

https://ticaret.gov.tr › data › MUTABAKAT YEŞİL

Türkiye, Yeşil Mutabakat'a ne kadar hazır?

DÜNYA Gazetesi tarafından düzenlenen “Yeşil Mutabakat’a Uyum: Dönüşümün Neresindeyiz?” başlıklı çevrimiçi panelde, AB Yeşil Mutabakat süreci kapsamında açıklanan 55’e Uyum paketi ile Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin Türk sanayisine olası etkileri masaya yatırıldı.

Yeşil mutabakat süreci hangi aşamada?

Avrupa Birliği, yeşil ve dijital bir dönüşüm için yol haritası olarak benimsediği Yeşil Mutabakat planını Aralık 2019’da kamuoyuna açıklayarak hem AB üyelerini hem de AB ile ticaret yapan ülkeleri derinden etkileyecek süreci başlattı. Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan Yeşil Mutabakat planı, 2030 yılına dek Avrupa’nın karbon salımını 1990 düzeyine göre %55 düşürmeyi, 2050 yılına kadar ise dünyanın ilk karbon-nötr kıtası olmasını hedefliyor. Komisyon, Yeşil Mutabakat planının detaylarını içeren Fit for 55, yani 55’e Uyum paketini 14 Temmuz 2021’de kamuoyuna açıkladı.

AB’nin 55'e uyum paketinde neler var?

✔AB'nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerinin yasal çerçevesini oluşturan ilk İklim Yasası 9 Temmuz 2021 tarihinde yayımlandı.

✔ Avrupa İklim Yasası ile resmileşen hedeflere ulaşmak amacıyla, bir dizi yasal düzenleme içeren “55’e Uyum” paketi taslağı 14 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından kamuoyuna açıklandı.

✔ Pakette birbirini tamamlayıcı politika tedbirlerini içeren teklifler bulunuyor.

✔ Paket ile AB’nin mevcut Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) sıkılaştırılması ve yeni sektörleri kapsayacak şekilde genişletilmesi öngörülüyor.

✔ Pakette yer alan “Yenilenebilir Enerji Direktifi” ile, 2030 yılında enerjinin %40’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hedefi belirlendi.

✔ Binalar, karayolu ve ulusal denizyolu taşımacılığı, tarım, atık ve küçük sanayiler için her bir üye ülkeye güçlendirilmiş emisyon azaltım hedefleri verildi.

✔ “Enerji Vergilendirmesi Direktifi” revize edilerek enerji ürünlerine uygulanan verginin AB’nin enerji ve iklim politikaları ile uyumlu hale getirilmesi ve temiz teknolojilerin desteklenmesi öngörülüyor.

55'e uyum paketinde sınırda karbon düzenlemesi mekanizması (SKD)

✔ Paket kapsamında en çok dikkat çeken uygulama, “Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD)” teklifi oldu.

✔ Bu uygulama, seçili sektörlerde, eşyanın üretimindeki karbon ayak izi dikkate alınarak AB tarafından belirlenen sınır üzerine mali bir yaptırım getirilmesini öngörüyor.

✔ Uygulamanın ilk olarak demirçelik, çimento, alüminyum, elektrik ve gübre sektörlerinde hayata geçirileceği duyuruldu.

✔ SKD’nin uygulanmasında 2023-2025 geçiş dönemi olarak planlandı. Bu süreçte söz konusu sektörlerde ithal edilen ürünlerin karbon ayak izine ilişkin bildirimde bulunulacak, ancak mali bir yaptırım hayata geçirilmeyecek. 2026 yılından itibaren ise SKD mali yaptırımı uygulamaya girecek.

✔ Başlangıçta bu beş sektörde ürünlerin doğrudan karbon ayak iziyle sınırlı olan SKD uygulaması, ileriki dönemlerde diğer sektörlere ve dolaylı karbon ayak izine genişletilebilecek.

✔ İthalatçı şirketin, her yıl 31 Mayıs’a dek bir önceki yıl ithal ettiği ürünlerin toplam ayak izini beyan etmesi ve buna karşılık gelen SKD sertifikasını her bir üye ülkede kurulacak ilgili merciye sunması gerekiyor.

✔ Ürünler AB içinde üretilmiş olsaydı ödenecek karbon fiyatı kadar sertifika alınmış olması gerekiyor.

✔ İhracatçı şirket ürünlerin karbon ayak izine ilişkin bilgi temin edemezse jenerik bir karbon ayak izi üzerinden hesaplama yapılacak.

✔ Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’ne entegre olan veya bununla bağlantılı bir emisyon ticaret sistemi olan ülkeler (örn. İsviçre, İzlanda, Norveç) SKD’den muaf olacak.

Türkiye sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasına nasıl hazırlanabilir?

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) analizine göre, SKD mekanizmasının ilk etapta geçerli olacağı beş sektörde AB ile ticareti en çok etkilenecek üç ülke Rusya, Çin ve Türkiye. Beş sektör arasında Türkiye’de en çok demir-çelik sektörü etkilenecek. İhracatçılarını kaçınılmaz olarak etkileyecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’na hazırlık için Türkiye’nin birkaç seçeneği var:

1- AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne taraf olan ülkelere sağlanan muafiyetten yararlanmak için ETS’ye entegre olabilir.

2- Gümrük Birliği’nin ETS’ye entegrasyonu da kapsayacak şekilde revizyonu/ modernizasyonu müzakere edilebilir.

3- Türkiye, kendi emisyon ticaret sistemini kurarak bunu AB ETS’siyle uyumlaştırabilir.

4- Karbon fiyatlandırmasına yönelik uluslararası mekanizmalardan ve sertifikasyon sistemlerinden daha yoğun şekilde yararlanılabilir.

5- Türkiye, karbon fiyatlandırması için kendi sistemini kurabilir. Bunlara ek olarak, Türkiye’de başta SKD mekanizmasına tabi olacak sektörler olmak üzere, gerek şirketlerin gerekse devletin karbonsuzlaşma yönünde atması gereken adımlar var. Enerji verimliliğini artırıcı önlemler almak, karbon ayak izi düşük enerji kaynaklarına yönelmek ve şebeke emisyonlarını düşürmek bunların başında geliyor.



KAGİDER Üyesi

Girişimci

KAGİDER Üyesi