KAGİDER Üyesi Elvan Kakıcı Şimşek Yazdı: Çocuk Hakları Kavramı

KAGİDER | 3 yıl önce | 3 dakikalık okuma

Çocuk hakları kavramı;

Bilindiği üzere 20 Kasım Dünya çocuk hakları günü olarak anılmaktadır.Çocukların özel olarak korunmasının gerekliliği ve çocuk haklarının ihlalinin daha kolay olabileceğinden hareketle çocuk hakları kavramı gelişmiştir. Çocuk hakları temelde insan haklarının bir uzantısıdır, ‘’çocukların insan hakları’’ diyebiliriz aslında. Çocuğun ırkı, dini, dili, yaşı, cinsiyeti, maddi durumu fark etmeksizin; fiziksel, ruhsal, ahlaki, duygusal, sosyal ve zihinsel bakımlardan özgürce ve sağlıklı bir biçimde gelişebilmesi için hukuk kuralları ile korunan menfaatleridir. Bu menfaatlere yaşama hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, isim ve vatandaşlık hakkı, dernek kurma özgürlüğü ve diğer insan hakları örnek olarak verilebilir.


20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi , kapsamı ve sağladığı güvence ; Çocuk haklarının önemine binaen böyle bir sözleşmeye ihtiyaç duyulmuştur ayrıca bu sözleşme dünyada sayıca en fazla ülkenin taraf olduğu insan hakları belgesidir. Sözleşmenin ilk maddesine bakacak olursak on sekiz yaşına kadar her insanın çocuk sayıldığını görüyoruz.

Ayrıca sözleşme içeriğinden bahsedecek olursak, din, dil, doğum yeri veya ailelerinin

inanışları yüzünden çocuklar arasında ayrım yapılamayacağından bahsetmektedir.

Ayrıca taraf devletlere ( neredeyse dünyadaki tüm ülkeleri) çeşitli sorumluluklar yükler.

Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için gerekli tedbirleri alır ve bu durumu denetler. Devlet, çocuk haklarının uygulanmasında çaba gösterirken başta anne baba olmak üzere çocuktan sorumlu olan kişilerin haklarına karşı da saygılı olur. Her çocuğun yaşama hakkı vardır ve bu hakla birlikte her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır. Anne baba çocuğa bakamıyorsa, çocuk bu durumdan zarar görmesin diye devlet tarafından çocuğa başka bir bakım sağlanmalıdır. Aynı zamanda kimse çocuklar üzerindeki sorumluluklarını onlara zarar verecek bir biçimde kullanamaz. Yine ilkokulun ücretsiz olması yükümlülüğünü yükler. Görüldüğü üzere Çocuk Hakları Sözleşmesi genel manada insan haklarını aynen çocuklara da uygulanmasını kabul etmiş bunlara ek olarak çeşitli haklar ve güvenceler getirmiş ve bunları denetime tabi tutmuştur. Taraf devletler bu hakları korumakla görevlidir.


Bu sözleşmenin önemi; Çocuklar aslında gelecektir, geleceğimizdir. Sağlıklı, akıllı ve bilinçli nesiller yetiştirmek tüm devletlerin isteyeceği bir şeydir. Bunun sağlanabilmesi için belirli standartlara ihtiyaç duyuluyor ve bunun neticesinde böyle bir sözleşme imzalanıyor. Bu sözleşmece çocuk hakları ve bu hakların korunması için asgari şartlar belirleniyor ve dünyanın her yerindeki çocuklara bahsedilen asgari şartlara göre bir yaşam sağlanıyor, sağlanmaya çalışılıyor. Bu sözleşmeye uyulmalıdır ki çocuklarımız ve geleceğimiz korunsun.


Sözleşmenin ihlal edildiği saptanırsa, kişisel ya da devletsel olarak nasıl bir yaptırım uygulanır; Çocuk haklarının büyük bir çoğunluğu insan haklarıdır bundan dolayı ihlal edilen hakka göre bu hakkın ihlalinin iç mevzuattaki müeyyidesine bakılır. İç hukuk yolları tüketilerek bir sonuca varılamazsa İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) durum taşınabilir. İHAM kararları da bağlayıcı olduğundan verilecek olası bir ihlal kararı ve buna binaen tazminat kararına uyulması zorunlu olacaktır. Tabi devlet sadece tazminatı ödemekle kalmamalı aynı zamanda benzer ihlallerin yaşanmaması için gerekli tedbirleri de almak zorundadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki uluslararası bir sözleşmeye taraf olunduğunda bu sözleşme hükümleri bağlayıcı bir nitelik kazanıyor ve Anayasamız uyarınca da usulüne uygun yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir. Dolayısıyla Çocuk Hakları Sözleşmesi, usulüne uygun yürürlüğe giren bir sözleşme olduğundan kanun hükmündedir. İşbu sözleşmeye uyulmaması halinde kanun ihlali yapılmış olunacaktır.


Türkiye’de bu sözleşmenin bilinirliği ve toplumdaki bilinç hangi seviyesi nedir; Türkiye’de genel olarak insan hakları bilinmiyor. İnsan hakları bilinse dahi maalesef fazlaca ihlal ediliyor. Türkiye her sene İHAM’ın en çok hak ihlali verdiği ülkeler ve İHAM’a en çok başvuru yapan ülkeler sırasında üzülerek belirtmek gerekir ki en üst sıralarda. Hal böyleyken bu kadar insan hakları ihlalinin mevcut olduğu ülkemizde, insan haklarıyla iç içe olan çocuk haklarının da bilindiği pek söylenemez. Dolayısıyla maalesef ki haklar bilinmediğinden toplumdaki hak bilinci de zayıf oluyor. Toplum bilincinin artırılmasında; sivil toplum kuruluşlarının, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, basının ve bu gibi bilgilendirici etkiye sahip olabilecek mecraları çok büyük rol oynamaktadır.


Çocuk istismarı ile mücadelede bu sözleşmenin bağlayıcılığı ve yaptırımı nedir? Çocuk istismarı aslında Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen bir husustur. Ayrıca tabi ki bu sözleşmeyle de güvence altına alınmıştır. Çocuk haklarına Dair Sözleşme’nin 34.maddesine göre ‘’Taraf Devletler, çocuğu her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suistimale karşı koruma güvencesi verirler. Bu amaçla Taraf Devletler özellikle:

a) Çocuğun yasadışı bir cinsel faaliyete girişmek üzere kandırılması veya zorlanmasını; b) Çocukların, fuhuş, ya da diğer yasadışı cinsel faaliyette bulundurularak sömürülmesini; c) Çocukların pornografik nitelikli gösterilerde ve malzemede kullanılarak sömürülmesini;

önlemek amacıyla ulusal düzeyde ve ikili ile çok taraflı ilişkilerde gerekli her türlü önlemi alırlar.’’ Zaten uluslararası bir sözleşmeye taraf olunduğunda taraf olan devlet, taraf olduğu sözleşme uyarınca kendi iç mevzuatını ona göre düzenler, eklemeler yapar. Bizim mevzuatımızda da fuhuş ve çocukların cinsel istismarı gibi suçlara yönelik düzenlemeler mevcut. Çocukları ekstra koruyan, suçun mağduru çocuk olduğunda ceza miktarlarını artıran düzenlemelerimiz mevcuttur. Sözleşme hükümlerinin ihlali halinde iç hukukta ve sonrasında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nde hak arama yolları açıktır, devlet de bu sözleşmeyle bağlı olduğundan bir ihlal söz konusu olduğunda mağduriyetin giderilmesi olasıdır.


Av. ELVAN KAKICI ŞİMŞEK KAKICI &ŞİMŞEK HUKUK OFİSİ

Galeri



KAGİDER

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefler. KAGİDER kadın girişimciliğini, kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişmesi ve bu sayede ekonomik güçlenme ile kadın güçlenmesini sağlayacağı için destekler. Kadın girişimcilerin sağlayacağı faydalar, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı verecektir.