Daha önce “Kelebek Etkisi”ni hiç duymuş muydunuz? Küçük değişikliklerin büyük ve tahmin edilemez sonuçlar doğurmasına Kelebek etkisi (Butterfly Effect) deniliyor. Kelebek etkisine inanan birey ya da grupların sorunlara karşı duyarlı davranışlar sergilemesini sosyal sorumluluk olarak adlandırıyoruz. Ne de olsa
Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması ABD’de bir fırtınaya sebep olabilir.
Toplum yaşamının refahının yükseltilmesi, sürdürülebilirliğinin sağlanması için önem
arz eden sosyal sorumluluk davranışları devlet ve sivil toplum örgütleri için önemli bir uğraş alanı. BM’nin tanımına göre bireyin kendi özgür iradesiyle maddiyata dayanmayan bir motivasyonla kendi ve/veya ya da yakın çevresi dışındaki bireylere, diğer canlıların yararına yönelik gerçekleştirdiği faaliyetlerin hepsine de gönüllülük diyoruz. Kısaca gönüllülüğü gönlümüzden ve ortak iyiye ulaşmak için yaptığımız eylemler olarak düşünebiliriz.
Gönüllülüğün Türkiye’deki kırılma noktalarından biri ise 2019 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı‘nın gönüllülüğü Türkiye’de bir politika olarak gündemine alması ve Gönüllülük Yılı ilan etmesi ile oldu. Peki ne demek bu Gönüllülük Yılı?
Kamu tarafından artık toplumsal fayda tanımlanıyor ve kurumsallaşıyor demek. Gönüllüler alkışlanıyor bu da demektir ki ne kadar çok rol model gönüllü çıkarsa o kadar çok insanı gönüllü olmaya teşvik edebileceğiz. Aynı zamanda gönüllülüğün, sivil toplumun belki uzun vadede sosyal girişimlerin yasal zeminlerini konuşarak mevcut güven eksikliklerini giderebileceğiz.
2018’de yayınlanan Dünyada Gönüllülüğün Durum Raporu’na göre gönüllülerin sayısı dünyada 1 milyardan fazla. Bu sayıya iş gücü olarak baktığımız zaman 109 milyon tam zamanlı çalışan işçiye eş değer. Gönüllüleri bir ülke olarak kabul edersek bu sayıyla birlikte tam zamanlı iş gücü bakımından dünyanın beşinci büyük ülkesi gönüllülerin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Evrende ve toplumda farklı şeyler görmek istiyorsak farklı şeyler yapmalıyız. Üstelik Gönüllü Ülke’miz varken bunu daha kolaylıkla yapabiliriz. Peki ülkemize dönüp baktığımızda gönüllülük durumu nedir? 2018 verilerine göre maalesef durum pek iç açıcı değil. Gönüllülük için harcanan zaman çerçevesinde Türkiye, 146 ülke arasından 126. sırada ve %7’lik bir gönüllü katılımı var. 2000’li yılların başından beri belirli aralıklarla yapılan bu istatistiklerden sonra harekete geçen birçok eğitimci ve sivil toplum çalışanı oldu. Gönüllülüğün bir görevden çok bir bilince dönüşmesini destekleyen bu grup gönüllüğü okul sıralarına taşımak için büyük çaba gösterdi ve göstermeye de devam etmekte.
Gönüllülük faaliyetleri insanlık için dilediği farklı şeyleri görmenin en kolay ve en güzel adımıdır. Çıkar ve karşılık beklemeden yarattığımız fayda ile küçük ya da büyük değişimler yaratabilmek gönüllülük ve kelebek etkisinin de en güzel örneğidir aynı zamanda. Kelebek Etkisi’ni bir felsefe olarak düşündüğümüzde yarattığımız bir
faydanın çok da alakalı görmediğimiz olayları ya da kişileri de etkilediğini görebiliriz.
Bireylerin maddi ya da manevi karşılık beklemediği, kişisel çıkarlarını ön planda tutmadığı, manevi hazdan ziyade çalışma hayatına da hazırladığı, bireysel sorumluluk gerektirirken aynı zamanda ekip çalışmasını da öncelediği faaliyetler olması sebebiyle gönüllülük faaliyetleri kişisel gelişim açısından büyük önem arz eder. Dünyadaki birçok üniversite öğrencilerini toplum için yaptıkları çalışmalar ile değerlendiriyor. Ortaya koydukları sosyal fayda ile değerlendirilen öğrencilerin gönüllülük ve sivil toplum ruhu da perçinlenmiş oluyor.
Bu perçinlenmeyi teşvik etmek isteyen bir diğer sektör ise sosyal sorumluluk danışmanlığı veren şirketler oldu. Alanda uzman kişilerin mentorlüğünde projelerini hayata geçirme fırsatı bulan öğrenciler geleceğin bilinçli gençleri olarak hayata hazırlanıyor. Gerçekleştirdikleri projeler sayesinde derslerde öğrendiklerini gözlemleme, deneyimleme fırsatı bulmalarıyla akademik performanslarının kalitelerini de arttırıyorlar.
Kurucusu olduğum SosyalBen Vakfı’nın iktisadi işletmesi SosyalBen Akademi de gönüllülüğün bir sorumluluk olması için danışmanlık faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. SosyalBen Akademi’de eğitim kurumlarına gönüllülüğü öğrencilerine nasıl anlatabileceklerine dair dersler, liseli gruplar, kamu kurumları ve kurumsal firmalar için de sosyal sorumluluk projeleri üretme, geliştirme ve hayata geçirme konusunda danışmanlık verirken gelecek nesillerin yaşadıkları dünyadan sorumlu olmalarını sağlıyoruz. Gönülden atılan her adımın uzun vadede aktif vatandaşlığın temeli olduğunu biliyor ve bu bilinç ile SosyalBen Akademi modeli üzerinden gençlerin, çocukların, kamu ve kurumsal firmaların toplumsal fayda güden projelerin bizzat içlerinde yer almaları ve bu projeleri hayata geçirmeleri için 2015’ten beri danışmanlık faaliyetlerimizi güçlendirerek sürdürüyoruz.
Yerel ve global olarak toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmek bu denli önem kazanmışken kelebek etkisi yaratmayı kim istemez ki? Kelebek etkisi felsefesini benimsemek dünyadan sorumlu olduğumuzun farkındalığını da arttırır. Dünyamızda farklı şeyler olmasını istiyorsak ufak değişimlerin büyük gelişimlere yol açacağını unutmamalıyız, çünkü dünyadan biz sorumluyuz!
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefler. KAGİDER kadın girişimciliğini, kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişmesi ve bu sayede ekonomik güçlenme ile kadın güçlenmesini sağlayacağı için destekler. Kadın girişimcilerin sağlayacağı faydalar, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı verecektir.