KAGİDER’in (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) gelenekselleşen şubat ayı buluşmasının konuğu TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski oldu. Kaslowski konuşmasının ekseninde Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedefleri, sürdürülebilir kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliği ve TÜSİAD’ın 2020-2023 dönemi beklentileri, önerileri yer aldı.
KAGİDER Kurucu Başkanı Meltem Kurtsan’ın da katılarak, KAGİDER'in kuruluş hikâyesini ilk günkü heyecanla paylaştığı etkinlik, KAGİDER yönetim kurulu ve dernek üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını KAGİDER Başkanı Emine Erdem yaptı. Erdem konuşmasında;
“KAGİDER’in kuruluş sürecinde 37 kurucumuz TÜSİAD’ın toplantı salonlarında saatler geçirdiler. Bugüne dek TÜSİAD ve KAGİDER olarak birlikte projeler yaptık, araştırmalar ürettik. 2008 yılında açtığımız Avrupa Birliği temsilciliğimiz TÜSİAD’ın Brüksel ofisinde. Biliyoruz ki, Washington’dan Pekin’e, nereye gitsek orada bir ofisimiz var. Bugün, kuruluşumuzdan 18. yıl sonra 340 üyemizle hâlâ TÜSİAD’ın varlığını desteğini yanımızda hissetmekten büyük gurur duyuyor ve güç alıyoruz.”
Emine Erdem’in açış konuşmasının ardından kürsüye çıkan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise konuşmasında sürdürülebilir kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliğinin şart olduğu vurgusunu yaptı:
“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030 yılına kadar dünya genelinde yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmek hedeflerini kapsıyor. Biz de TÜSİAD olarak bu hedefleri tüm çalışmalarımızda dikkate alıyor ve iş dünyasındaki farkındalığı artırmaya özen gösteriyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa olmaz parçası, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır.”
Kadınların işgücüne katılımı için kreş gibi destekleyici mekanizmaların, şiddetle mücadelenin öneminden bahseden Kaslowski, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“Kadınların eğitime ve işgücüne katılımı, iş ve aile yaşamı uyumunu destekleyecek kreş gibi mekanizmalar, şiddetle mücadele ve iletişimde eşitliğe kadar geniş bir alanda, dönüşümün peşini hiç ama hiç bırakmamak gerekiyor. Hem TÜSİAD’ın hem de KAGİDER’in bu yöndeki çabalarının hız kesmeden sürmesi bu açıdan çok kıymetli ve önemlidir.”