Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı KAGİDER Görüşü

Bir süredir gündemde olan Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı’nın ülkemizin yararına olmadığına inanıyoruz. Tasarının bu haliyle TBMM’de kabul edilmesi halinde kadın ve çocuk hakkı ihlallerine yasal zemin sağlanacağı ve çağdaş bir devletin olmazsa olmaz özelliklerinden birini teşkil eden laiklik ilkesi başta olmak üzere, Anayasa’nın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların açıkça ihlal edileceği endişesini taşıyoruz.

Bu nedenle, kanun tasarısının geri çekilmesini ve yeniden değerlendirilmesini talep etmekteyiz.

21. yüzyılın ilk çeyreğini yaşadığımız bugünlerde, ne yazık ki ülkemizde hâlâ kadına karşı şiddet, kadın ve çocuk istismarı, kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesi ve doğum yapmak zorunda bırakılması gibi çağdışı ve insan hakkı ihlali niteliğindeki olaylar ciddi seviyede görülmektedir. Bugün Türkiye kadınların %28,2’sinin 18 yaşından önce evlendirildiği, yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranının %35,5 seviyesine ulaştığı bir ülkedir.

Bu vahim tablo karşısında kamu yönetiminin temel görevi Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uygun olarak toplumdaki bu hastalıklı durumu kesin surette engellemektir.

Tasarı kadınları ve kız çocuklarını mağdur edecek!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, il ve ilçelerdeki müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi vermekte ve sağlık personelinin takibi dışındaki doğumların sadece beyan yoluyla nüfusa kaydedilmesine olanak sağlamaktadır. Bu şekilde kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesi ve ölüm riski altında doğum yapmak zorunda bırakılmaları gibi asla kabul edilemeyecek insan hakkı ihlallerinin hukuki zemini oluşmaktadır.

Toplumumuzun ivedi ihtiyacı kadınlarımızın hak ettikleri özgür, eşit, medeni ve çağdaş yaşama bir an önce kavuşmalarıdır. Çağdışı hurafeler gerekçe gösterilerek kız çocukları ve kadınların istismara maruz kaldığı ve adeta köleleştirildiği ülkemizde bu gerçeklerin kamu yönetimi tarafından mutlaka görülmesi ve kararlılıkla önlem alınması gerekmektedir. Nitekim bu gerçekleri dikkate alan Medeni Kanunumuz resmi nikâh kıyma yetkisini din adamlarına vermemiş ve kadınların mağdur olmasını önlemek amacıyla toplumda imam nikâhı olarak bilinen dini nikâhı resmi nikâh olarak kabul etmemiştir.

İl ve ilçelerdeki müftülere yeni yasal düzenleme ile resmi nikâh kıyma yetkisi verilmesi, Anayasa ve Medeni Kanun ile kadınlara sağlanan bu yasal korumayı tamamen ortadan kaldıracak, kamu yönetiminin temelini teşkil eden laiklik ilkesini ihlal edecektir. Ülkemiz gerçekleri dikkate alındığında bu uygulamanın suiistimal edilerek kadın ve kız çocuklarımızı daha da mağdur edecek sonuçlar doğuracağı açıktır.  

Akraba evliliğinden doğan engelli nüfus artacak!

Medeni Kanun’a göre, Belediyeler evlenmek isteyenlerden evlenme sağlık raporu istemektedir ve bu sayede evlilik öncesinde tarafların evlilik kurumunu oluşturmaya engel herhangi bir rahatsızlıklarının olup olmadığı kontrol edilebilmektedir.

Özellikle ülkemizde sık rastlanan akraba evliliklerinden kaynaklı engelli bireylerin sayıca artmasını önlemek açısından büyük faydalar sağlayan sağlık raporları bulaşıcı ve doğumun ardından çocuğa geçecek olan diğer rahatsızlıkların tespitinde de büyük rol oynamaktadır. İl ve İlçe müftülüklerine resmi nikâh yetkisi verilmesi halinde bu belgelerin takip ve kontrolünün nasıl ve hangi kurum tarafından yapılacağı belirsizdir.

Diğer yandan, sağlık personelinin takibi haricinde meydana gelen doğumların sadece sözlü beyan yoluyla nüfusa kaydedilebilmesi, küçük yaşta zorla evlendirilen ve istismar edilerek doğum yapmak zorunda bırakılan kız çocuklarının tespit edilmesine engel teşkil edecek, bu çocuklar kaderine terk edilmiş olacaktır.

Tasarı geri çekilsin ve kadın kuruluşlarıyla birlikte yeniden değerlendirilsin!

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) olarak Anayasa’yı ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları açıkça ihlal eden bu kanun tasarısının derhal geri çekilmesi için çağrıda bulunuyoruz. Tasarı, yapılan eleştirilerin ışığında, kadınlarla ilgili STK’ların ve uzmanların da katılacağı bir süreçle tekrar gözden geçirilmelidir.

Galeri