KAGİDER’in geleneksel Kahvaltı Toplantıları’nın Mart ayı konuğu, sosyolog yazar Oya Baydar oldu. Kadın Gelişim Merkezi –Biz’de gerçekleştirilen toplantının konusu, “Türkiye’de Kadın ve Azınlık Haklarının Gelişimi ve Önündeki Engeller”di. KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç açılış konuşmasında “ Din, kadının özgürleşmesinde hangi noktada sorusunun cevabını arıyorduk ve fark ettik ki hangi din olursa olsun aslında kadın hep engellenen, bastırılan bir obje olarak karşımıza çıktı.” KAGİDER’in Fransa’da düzenlediği panelden, 9 Mart Ankara’daki kadın milletvekilleri ile yapılan toplantıyı, Kadın Girişimci Buluşamaları’nı ve Çalışmak İstiyoruz! Kampanyasını da anlatan Onanç, kadının Türkiye’de özgürleşme mücadelesinde nasıl bir yol katettiği konusunda kafa yoran ve yazılar yazan Oya Baydar’ı konuk ettiğimizi dile getirdi. Erkek egemen bir toplumda ötekileştirmeye karşı, hümanist söylemi olan sosyolog yazar Oya Baydar konuşmasına Türkiye’nin 80ler’e kadar kadın meselesine yaklaşamamış olduğunu söyledi. Kadın hareketinin devrimden farklı yerde düşünmüş olan kadının az olduğunun altını çizen Baydar, 80ler’den sonra Türkiye’de feminizmin yanlış biçimleriyle de olsa kendini ortaya koymaya başladığını belirtti. Baydar sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın sorununun temel bir sorun olduğunu kavramak zaman alıyor. Cumhuriyet ile birlikte kadınlara haklar verildi ama kazanılamadı. Kağıt üzerinde olmaları iyidir, ama özellikle Türkiye’de uygulanamamıştır. Kadın hareketinin Türkiye’de ilk çıkışında model, “erkek gibi kadın” idi. Halbuki biz erkekler gibi değiliz.” Örgütlü kadın hareketinin kendini “-izm”ler içinde bulmaya çalıştığını belirten Baydar, kadınların ortak bir dili bulabileceklerini çünkü kadınların doğurganlık, hayatı yaratan ve onu koruyan bir özelliği olduğunu söyledi. Baydar; “Doğurduğunu koruyan, onu yaşatmaya çalışan kadın, bütün bunları korumak için de dışarıdaki düşmanlarla mücadele eden ise erkek; genel olarak silah atan değil, hayatı sürdüren kadındır ve bunun da dilde bir anlamı olmalıdır” şeklinde konuştu. Dil ile düşüncenin kesin bağlantı içinde olduğunu söyleyen Baydar, dilimizi değiştirdiğimiz zaman düşünce ve duygularımızın da değiştiğine dikkat çekti. Yapıyı erkek belirlediği için kadının kendi dilini geliştiremediğini belirten Baydar; bugün kadın hareketinin doğru yolda ilerlediğini ve buluşma noktalarımızın arttığını dile getirdi. Katılımcılarla birebir paylaşımlarda bulunmak isteyen Baydar sözü kendisini dinleyenlere verdi. Görüşlerini ve sorularını ileten katılımcıların üzerinde durdukları konular arasında medyanın dili, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ötekileştirme vardı. Daha çok görüş alışverişi şeklinde geçen toplantı, içten ortamı ve oluşturduğu samimi diyalog platformu ile katılımcıların beğenisini kazandı.