Kemal Kılıçdaroğlu: “Kadın istihdamında kurumların ödediği sigorta priminin yüzde 30’unu devlet ödesin.”

KAGİDER’in düzenlediği kahvaltı toplantılarının ekim ayı etkinliğine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mart 2014 yerel seçimleri yaklaşırken, kadınların yerel yönetimlerde temsili ve CHP yönetiminin kadınların sorunlarına odaklı politikaları konularına değindi. Kemal Kılıçdaroğlu, “Kadın istihdamında kurumların ödediği sigorta priminin yüzde 30’unu devlet öderse kadın istihdamı ciddi oranda artar. Özellikle akademik anneler ev kadını olmaya mahkum olmamalı” dedi.

 

Türkiye’de kadın girişimciliğini artırmak ve kadınların istihdamına katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yapan KAGİDER, kahvaltı toplantılarının eylül ayı etkinliğini 26 Ekim’de KAGİDER’in Şişli’deki merkezinde gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaklaşan yerel seçimler özelinde kadınların yerel yönetimlerde temsili konusuna değinerek, CHP yönetiminin kadınların sorunlarına odaklı politikalarını paylaştı. Gündemde yer alan konulara da değinilen toplantıda, özellikle siyasette kadının yeri konusunun üstünde duruldu.

 

Toplantının açılışını yapan KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan, şunları vurguladı: “Sizlerin de bildiği gibi kahvaltı toplantılarımız hep birbirinden önemli isimleri ağırladı. Bugün de bu kuralı bozmadık. Eşitlik, kadın güçlenmesi ve yaklaşan yerel seçimlerde kadın liderliğini bugün en yetkili isimlerden birisiyle değerlendiriyoruz. KAGİDER olarak, bu seçimlerde her seviyede kadın adayı destekliyoruz. Hatta önceki dönem başkanımız ve Onur Kurulu Üyemiz Gülseren Onanç Beyoğlu Belediye Başkanlığı Aday Adayı ve üyelerimizden Yasemin Yılmaz da Adana Çukurova Belediye Başkanlığı Aday Adayı oldu. Şu aşamada önce parti yönetimlerine adaylıkların kesinleşmesi için, sonra da tüm kamuoyuna kadın adaylara oy vermeleri için savunu yapıyoruz. Kadın adayları tüm gücümüzle destekliyoruz.”

 

Gülden Türktan’ın ardından konuşan Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi: “CHP sosyal demokrat, kadın-erkek eşitliğine inanan bir parti. Kadınların önemli yerlere gelmesini  ve ülke sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesini istiyoruz. Son on yıldır kadınlar çalışma yaşamının dışına itildi. Kadınlara daha fazla hak getiriyoruz deyip, onları daha fazla eve kapatıyorlar. Devlet, kadın istihdam eden işverene kadının sigorta priminin yüzde 30’unu ödeyeceğini söylesin, bakın bakalım nasıl artıyor kadın istihdamı. İşyerlerinde kreş açarsan, güvencesini sağlarsan kadınlar daha fazla iş hayatına katılır. Çocuğun ilk eğitimi annesinden aldığı gerçeğinden hareketle, bu ülkenin geleceğini belirleyecek çocuklarımızın özellikle akademik eğitim almış anneleri, çalışma hayatından uzaklaştırılmamalı.

 

Kadınların çalışma koşullarının çok iyi olmadığını biliyorum. On binlerce kadın sigortasız çalıştırılıyor. O kadınların haklarıyla kim ilgileniyor? Kadının daha güçlü olması, toplumun daha güçlü olması demektir. Eğitimli kadının çocuğu çok daha güçlü ve etik değerleri yüksek bir birey olarak yetişiyor.

 

Kadının giysisi, bedeni üzerinden erkekler tarafından siyaset yapılmasını şiddetle reddediyoruz. Neden kadınlar itiraz etmiyor, size ne oluyor demiyor? Devlet dediğiniz kurum, kadın erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu, anayasal bir kuraldır.

 

Dünya Ekonomik Forumu’nun cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre, 136 ülke arasında 120. sıradayız. Ekonomik eşitlik açısından 136 ülke arasından 127. sıradayız. Kadınların işgücüne katılımında ise 136 ülke arasından 123. sıradayız. Bu rakamları değiştirmek hepimizin görevi. Son 3 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Hatta bunu erkek egemen bir kurultayda gerçekleştirdik. Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Bunu da yaşı 30’un üstünde olan bir kurultayda başardık. Değişime hazırız, ama bize daha fazla destek vermeniz lazım. Ayrı ayrı konuşmak yerine beraber konuşalım, güç birliği yapalım. Türkiye adım adım demokrasi dışına itiliyor, bir Ortadoğu ülkesi yapılmak isteniyor. Sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir başkası karar veriyor, nasıl doğum yapacağınıza bir başkası karar veriyor. Kadınlar bu konuda duyarlı değilse, kimse kusura bakmasın. Ben söylüyorum ama benden daha güçlü kadınların söylemesi lazım.”

 

Kılıçdaroğlu daha sonra KAGİDER üyelerinden ve gazetecilerden gelen soruları yanıtladı.

 

Genç kadınların milletvekili olması ve anayasa konusunda görüşlerini soran bir üyenin sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, “Genç kadınların daha fazla parlamentoda yer almasını, eskilerin deneyimlerinden faydalanmasını istiyorum. Önümüzdeki yerel seçimlerde bu konuyla ilgili çalışmalarımızı göreceksiniz, daha fazla kadın adayımız olacak. Kadınlar siyasette kararlı olmalı.

 

Mevcut anayasa bize cevap veren bir anayasa değil. Ama mesela bu anayasanın 28. maddesi ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ diyor. Yeni bir anayasa yazsak bu maddeyi oraya da koyarız. Ama uygulanıyor mu, hayır. İngiltere’nin yazılı bir anayasası yok, ama orası demokrasinin beşiği kabul ediliyor. Çünkü ülkeleri güçlü kılan onların gelenekleridir.”

 

“Vergilerin hesabını sormalıyız”

TRT’de yayınlanan bir programda, hamile kadınların görünüşlerinin estetik bulunmamasına dair bir yorum yer alabilmesinin, vatandaşların ödediği vergilerle onlara hakaret edilmesi olarak değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Devletin varlığı halktan toplanan vergilerin hesabının sorulmasıyla başlar. Kadınlar olarak bunun hesabını TRT müdüründen sormanızı beklerdim.”

 

“Neden sendikalarda kadın yok?”

Kılıçdaroğlu, CHP’nin belediyecilik anlayışını şu sözlerle açıkladı:

“Sosyal belediyecilik bizim en temel önceliklerimizden biri. Pek çok belediyemizde kadın sığınma evleri, çocuk eğitimi, özellikle kız çocuklarının kalabileceği öğrenci yurtları, vb. konularında çalışmalar yaptık ve yapıyoruz. Olabildiğince geniş bir çevreden, meslek kuruluşlarından, sivil toplum kuruluşlarından görüş alıyoruz.

 

Çağdaş demokrasilerde muhalefetin gücü sendikadır. Ama hangi sendika kaldı? Türk-İş mi, Hak-İş mi? En büyük eksikliğimiz buradadır. Sendikacılık sadece ücretimi artırayım demek değildir, ücret sendikacılığına karşıyım. Sendikacıların bu ülkenin demokrasisinden, kadın-erkek eşitliğinden söz etmesi gerekir. Neden sendikalarda yeterince kadın yok? Sivil toplum üstündeki baskılardan Türkiye’nin arınması gerekiyor.”