KAGİDER’in
düzenlediği kahvaltı toplantılarının Ekim ayı etkinliğine katılan CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mart 2014 yerel seçimleri yaklaşırken, kadınların
yerel yönetimlerde temsili ve CHP yönetiminin kadınların sorunlarına odaklı
politikaları konularına değindi.
Toplantının açılışını yapan KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan, eşitlik,
kadın güçlenmesi ve yaklaşan yerel seçimlerde kadın liderliğini en yetkili
isimlerden biriyle değerlendirdiklerini söyleyerek; KAGİDER olarak Mart 2014’te
yapılacak yerel seçimlerde her seviyede kadın adayı desteklediklerini belirtti.
Türktan; “Önceki dönem başkanımız ve Onur Kurulu
Üyemiz Gülseren Onanç da Beyoğlu Belediye Başkanlığı Aday Adayı. Şu aşamada
önce parti yönetimlerine adaylıkların kesinleşmesi için, sonra da tüm kamuoyuna
kadın adaylara oy vermeleri için savunu yapıyoruz. Kadın adayları tüm gücümüzle
destekliyoruz.” dedi.
Gülden Türktan’ın ardından konuşan Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları
söyledi: “CHP sosyal demokrat, kadın-erkek
eşitliğine inanan bir parti. Kadınların önemli yerlere gelmesini ve ülke
sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesini istiyoruz. Son on yıldır kadınlar
çalışma yaşamının dışına itildi. Kadınlara daha fazla hak getiriyoruz deyip,
onları daha fazla eve kapatıyorlar. Devlet, kadın istihdam eden işverene
kadının sigorta priminin yüzde 30’unu ödeyeceğini söylesin, bakın bakalım nasıl
artıyor kadın istihdamı. İşyerlerinde kreş açarsan, güvencesini sağlarsan
kadınlar daha fazla iş hayatına katılır. Çocuğun ilk eğitimi annesinden aldığı
gerçeğinden hareketle, bu ülkenin geleceğini belirleyecek çocuklarımızın
özellikle akademik eğitim almış anneleri, çalışma hayatından
uzaklaştırılmamalı.”
Kadınların çalışma koşullarının çok iyi
olmadığını bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, on binlerce kadının sigortasız
çalıştırıldığını söyleyerek o kadınların haklarıyla kimlerin ilgilendiği
sorusunu sordu. “Kadının daha güçlü olması, toplumun daha güçlü olması
demektir” diyen Kılıçdaroğlu, eğitimli kadının çocuğunun çok daha güçlü ve etik
değerleri yüksek birer birey olarak yetiştiğini dile getirdi.
Kadının giysisi ve bedeni üzerinden erkekler
tarafından siyaset yapılmasını şiddetle reddettiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu,
bu duruma kadınların neden itiraz etmediğini sordu ve sözlerine ekledi: “Devlet
dediğiniz kurum kadın erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu, anayasal bir
kuraldır.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Dünya
Ekonomik Forumu’nun cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre, 136 ülke arasında 120.
sıradayız. Ekonomik eşitlik açısından 136 ülke arasından 127. sıradayız.
Kadınların işgücüne katılımında ise 136 ülke arasından 123. sıradayız. Bu
rakamları değiştirmek hepimizin görevi. Son 3 yılda en büyük
değişimi yaşayan parti CHP’dir. Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Hatta bunu
erkek egemen bir kurultayda gerçekleştirdik. Yüzde 10 gençlik kotası getirdik.
Bunu da yaşı 30’un üstünde olan bir kurultayda başardık. Değişime hazırız, ama
bize daha fazla destek vermeniz lazım. Ayrı ayrı konuşmak yerine beraber
konuşalım, güç birliği yapalım. Türkiye adım adım demokrasi dışına itiliyor,
bir Ortadoğu ülkesi yapılmak isteniyor. Sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir
başkası karar veriyor, nasıl doğum yapacağınıza bir başkası karar veriyor.
Kadınlar bu konuda duyarlı değilse, kimse kusura bakmasın. Ben söylüyorum ama
benden daha güçlü kadınların söylemesi lazım.”
Kılıçdaroğlu daha sonra KAGİDER üyelerinden
ve gazetecilerden gelen soruları yanıtladı.
Genç kadınların milletvekili olması ve
anayasa konusunda görüşlerini soran bir üyenin sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu,
“Genç kadınların daha fazla parlamentoda yer almasını, eskilerin
deneyimlerinden faydalanmasını istiyorum. Önümüzdeki yerel seçimlerde bu
konuyla ilgili çalışmalarımızı göreceksiniz, daha fazla kadın adayımız olacak.
Kadınlar siyasette kararlı olmalı.
Mevcut anayasa bize cevap veren bir anayasa
değil. Ama mesela bu anayasanın 28. maddesi ‘Basın hürdür, sansür edilemez’
diyor. Yeni bir anayasa yazsak bu maddeyi oraya da koyarız. Ama uygulanıyor mu,
hayır. İngiltere’nin yazılı bir anayasası yok, ama orası demokrasinin beşiği
kabul ediliyor. Çünkü ülkeleri güçlü kılan onların gelenekleridir.”