Dış Politika Sohbetleri başlıklı toplantılarımızın bu yılki ilk organizasyonuna Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Burak Küntay’ı davet ettik. Bu sabah 11:00-15:00 saatleri arasında bizlerle olan Küntay, Amerika-Ortadoğu ve Türkiye ekseninde gelişmeleri değerlendirdi ve 2012 projeksiyonları yaptı.
Çok verimli geçen bu toplantıya Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu’ndan temsilciler ile katılan Küntay’ın zihin açıcı konuşmasından öne çıkan notlar şu şekilde sıralanabilir:
- Amerika’da yaklaşan Başkanlık seçimleri Obama’nın sağ oylara göz kırpmasına neden olmakta ve bu sebeple dış politikadaki manevralarını yönlendirmektedir.
- Amerika önümüzdeki elli yıl daha dünyadaki etkin güçlerden birisi olmaya devam edecektir.
- Mantıklı, doğru ve stratejik kararlar için dünyayı takip etmek zorundayız.
- İran’ın nükleer silah çalışmaları Türkiye’nin resmi politikasının göz ardı ettiği kadar önemsiz değildir, aksine çok büyük ve ciddiye alınması gereken bir tehlikedir. İran’ı tehdit olarak görmemek ileride bize kaybettirecektir.
- Arap Baharı’nı sadece İsrail ve Amerika’nın işi olarak görmek öngörüsüzlüktür. Bölgenin demokratikleşmesi Amerika’nın düşünüldüğü kadar çıkarına değildir. Domine etmeye devam edebileceği anti demokratik yönetimler zaman zaman Amerika tarafından tercih sebebi olabilir.
- Arap Bölgesi’nin “uyanışı” Amerika ve İsrail’in hoşuna gitmeyebilir.
- Türkiye’nin sıfır sorun politikası hatalıdır. Türkiye konumundaki bir ülkenin sıfır sorun ile herkesi memnun edebilmesi gerçekçi değildir.
- Türkiye’nin bölge liderliği rolü çok üstten bakmacı ve kendini beğenmiş bir hal almaya başlamaktadır.
- Türkiye’nin ticari açılımı boşalan AB pazarından yön değiştirmelidir. Latin Amerika, Türki Cumhuriyetler, Afganistan, Pakistan, Rusya hedef ülkeler olabilir. Bu pazarlar değerlendirilmelidir.
- Amerika Türkiye üzerinden Irak’ı idare etmeye çalışmaktadır.
- Çoğu ülkenin bir gruba, pakta, birliğe dahil olmaya ve kendini bu şekilde tanımlamaya ihtiyacı vardır ama Türkiye’nin yoktur. Türkiye AB dışında da var olabilir. Menfaatlerini öncelikli tutmak ve rasyonel kararlar vermek zorundadır.
- Türkiye ne sıfır sorun ile ne de herkesle kavga içinde yaşayamaz.
- Fransa’da geçen Ermeni tasarısının akademisyen ve tarihçilerin de soykırımı reddeden açıklamalar yapmasını yasaklayan hali, AB demokrasisinin geldiği durum ile ilgili en büyük soru işaretlerinden birisidir.
- Arap Baharı değil Arap Fırtınası olarak süreci değerlendirmek daha doğrudur. Demokrasi uzun bir süreçtir, bölgede iç savaşlar ve çatışmalar daha yeni başlamıştır.
- Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi açılmıştır. Eğer doğru adımlar atılırsa 2050-2100 yılları arasında Türkiye dünya lideri olabilir.