Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) olarak, Taksim Gezi Parkı’nın korunması amacıyla çevreye duyarlı vatandaşlarımız tarafından başlatılan protestoların bir eyleme dönüşmesinin karşısında orantısız güç kullanımı sebebiyle geldiği vahim noktayı endişe ve üzüntü ile izlediğimiz bir hafta geçirdik. İnsanların temel haklarından olan farklı fikirleri ileri sürmesini, gösteri yapmasını ve çevreyi koruma talebini desteklediğimizi, cop, gaz ve zor kullanılmasını kınadığımızı ve bununla beraber “Halka karşı biber gazı ve şiddet kullanılmaması” talebimizi tüm partilerin milletvekillerinin dikkatine sunarak kendilerini göreve çağırmıştık. Çağrımız sonrasında üzüntüyle belirtmek istiyoruz ki, İstanbul’da başlayan olaylar pek çok ilimize yayıldı ve halkın demokratik irade beyanı olarak algınlanması gerektiği yerde, tam tersi biçimde kitlelere karşı orantısız şiddet uygulamaları devam etti. Bugün ise maddi ve manevi zararların yanı sıra, yaralı ve ölü sayıları, şiddet ve baskı içeren görüntülerle birlikte hafızalarımıza kazınmış bulunuyor.
“Çevreye duyarlı” başlayan ve toplumdaki insanların serbest düşünce, görüş ve eleştirilerini yönetimlere iletme haklarının kullanılması ile devam eden, her yaştan, her kesimden katılımcılar tarafından kamu düzenine ve hiçbir şahsa zarar verilmeksizin medeni şekilde gerçekleştirilen protestoların bu noktaya ulaşmasından sorumlu herkesin, artık daha ılımlı, daha duyarlı ve eleştirilere daha açık bir bakış açısına kavuşmasını bekliyoruz.
Olayların başlangıç noktası olan Gezi Parkı’nda bugün gözlenen ve sosyal dayanışma içeren, çıkarsız, beklentisiz ve karşılıklı olarak yapılan yardımlar ile çizilen yapıcı tablonun mimarlarının, yani özgür iradesi ile sokaklara dökülen yüzbinlerin sesinin hükümet tarafından tehdit yoluyla kesilmeye çalışılması yerine, yetkililerce uzlaşmacı, demokratik ve dinleyen bir yaklaşım benimsenmesini talep ediyoruz.
Hiçbir projenin insan hayatından daha önemli olmadığı gerçeğinden hareketle, halkın serbestçe düşüncelerini ifade edebilmesi, eleştiri ve gösteri hakkını kullanabilmesi için doğru kanalların yaratılmasının da yine hükümetin görevleri arasında yer aldığını hatırlatmak istiyoruz.
KAGİDER, kurulduğundan beri her zaman toplumsal eşitlik ve barış dilini savunan bir oluşumdur. Temelimizde yatan uzlaşmacı bakış açısı ile, Anayasa tarafından koruma altına alınmış ve halkın en temel haklarından olan düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı maddi, manevi, sözlü ve fiziksel olarak uygulanan şiddeti tekrar tekrar kınıyoruz.
Tüm yetkililerden polis şiddetine ve gaz kullanımına tüm gösterilerde bir daha asla uygulanmamak üzere son verilmesini, günlerdir gündemin tek konu maddesi olan bu olaylara karşı sözlü hakarete varan sindirme girişimlerinin son bulmasını, kışkırtmak, tehdit etmek ve görmezden gelmek yerine anlamaya çalışmak, çözüm sunmak uzlaşmak üstüne bina edilecek bir yönetim anlayışının açığa çıkmasını talep ediyoruz.
Ülkemizdeki ekonomik ve sosyal gidişatın iyileştirilmesi adına, hükümeti, Gezi Parkı eylemiyle başlayıp tüm yurtta devam eden sivil hareketlere katılan ve destek veren bütün vatandaşların yarasını sarıcı, kucaklayıcı bir söylemle ortamı yatıştırmaya, bugüne dek alınan kararları yeniden gözden geçirmeye, olayların sonlanmasını sağlamaya davet ediyoruz.
Yönetim Kurulu Adına
Gülden Türktan
Başkan