KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülseren Onanç’ın farklılaşmaların gitgide öne çıkarılmasına, din ve etnik köken ayrımcılığının topluma hakim olmasına dikkat çektiği ve Kadın-Erkek eşitlik komisyonunun tesisi konusunda çalışmalarımızın olduğu bir ortamda bu durumun yarattığı çelişkiyi vurguladığı konuşmasının ardından Binnaz Toprak, araştırması esnasında Türkiye’nin değişik yörelerinde tanık olduğu durumları katılımcılarla paylaştı.
Gitgide muhafazakârlaşan toplumda, hem kadınların hem de erkeklerin yaşadıkları zorluklar, insanın insan olduğundan utandığı durumlar konu üzerinde daha dikkatli durulması gerekliliğini gündeme getirdi. Mevcut vahim tablo için Prof.Toprak’ın önerisi; haklılık ve haksızlık değil, “gerçeklik” konusuna yoğunlaşılması ve ötekileştirme ile bilinçli, planlı ve ciddi mücadele verilmesi yönünde idi. Özellikle ayrımcılığın kötülüğünün İlköğretimin ilk yılından itibaren işlenmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Elif Şafak, önyargıların karşılıklı üretilen şeyler olduğunu belirterek, insanın içselleştirdiği ötekileştirmenin çok tehlikeli olduğunu vurguladı. Benzer araştırmaların çoğalması gerekliliğini vurgulayarak, sentezler toplumu Türkiye’nin tasavvuf geleneğinin hümanistik görüşünü hatırlattı. Önyargıların aşılması konusunda bilimsel yaklaşım, sanat, edebiyat ve de özellikle çok sesli bir varlık olan kadınların önemi irdelendi.