Cinsiyet ayrımcılığına dayalı, kadınları hedef gösteren söylemlere karşıyız

Cinsiyet ayrımcılığına dayalı, kadınları hedef gösteren söylemlere karşıyız

                                                                                                     18 Şubat 2011

KAGİDER Başkanı Dilek Bil, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana BilimDalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker’in "Sorunun odağında kadın var. Sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz” şeklindeki açıklamasına tepki göstererek, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Prof. Dr. Orhan Çeker'in açıklamalarıyla ilgili başlattığı incelemenin titizlikle sürdürülmesini ve sonuçların ivedilikle kamuoyu ile paylaşılmasını talep etti.

 

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana BilimDalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker’in cinsel saldırı suçu ile çocuklara ve reşit olmayana tecavüzden yargılananların hadım edilmesini öngören tasarıya dair yapmış olduğu "Sorunun odağında kadın var. Sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz. Tahrikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değil" şeklindeki açıklamasına KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Bil  tepki gösterdi.

Bil, “Kadın kimliği ve bedeni üzerindeki erkek egemen tahakkümün eseri olan bu açıklamanın bir bilim insanı tarafından yapılmış olması son derece endişe vericidir. Ülkemizde demokrasi, eşitlik ve adalet talep eden, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan bir sivil toplum örgütü olarak bu ayrımcı söylemi kadının insan hakları ihlali olarak değerlendiriyoruz” dedi.

KAGİDER’in Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Prof. Dr. Orhan Çeker'in açıklamalarıyla ilgili başlattığı incelemenin titizlikle sürdürülmesini ve sonuçların ivedilikle kamuoyu ile paylaşılmasını talep ettiğini belirten Bil, şunları söyledi: 

“Kadını hedef gösteren bu anlayışın değişmesi için üretilen eşitlikçi politikalar siyasi irade tarafından benimsenip uygulanmadıkça toplumsal cinsiyet eşitliğine dair inanç ve irade pekişmeyecektir. Ekonomik, kültürel ve sosyal politikalarla eşitsizliği besleyen koşullar ortadan kaldırılmadıkça; kadının insan hakları ihlalleri kararlılıkla takip edilip yasal yaptırım mekanizmaları ile kontrol altına alınmadıkça yapılacak düzenlemeler yeterli olmayacaktır”.

Kadının ekonomiye, siyasete, toplumsal yaşamın ve hayatın her alanına özgür ve eşit bir birey olarak katılması için mücadele ettiğimiz engellerin tümünün temelinde ataerkil kültürel değerlerin olduğunu vurgulayan Bil, “Toplumumuzda gittikçe hakim olan ayrımcı, kutuplaşmayı ve kamplaşmayı pekiştiren, kadınları kendi içinde ayıran ve bölen, kendisi gibi düşünmeyeni dışlayan anlayışı toplumsal uzlaşı talebi ile dengelemeli; ayrımcı söylemlerin tümüne karşı toplumun farklı kesimleri, tüm siyasi partiler, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte kararlılıkla mücadele etmeliyiz” dedi.