KAGİDER’de 2009 yılının son Radikal Sohbetler’i yine gündemdeki çarpıcı bir konuyu masaya yatırdı. İsmet Berkan Moderatörlüğünde konunun uzmanı değerli akademisyenlerimiz Prof. Fuat Keyman ve Prof. Ali Çarkoğlu, “Türkiye Muhafazakarlaşıyor mu?”, “Dindar bir toplum olma yolunda ilerliyor muyuz?”, “Bunun Kadın Güçlenmesine Etkileri Ne Olacak?” Sorularını kendi bakış açılarıyla ve araştırma raporları ile cevaplandırdılar.
Prof. Ali Çarkoğlu’nun yeni tamamladığı bir araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de insanlar kendilerini bir şekilde dindar olarak tanımlıyorlar. Öte yandan teoride her din ve inanç eşittir desek de, farklı inanıştan birinin kitap yazmasına izin verilmemeli de diyoruz. Yani toplumsal hoşgörü git gide azalıyor. Türban yasağı devam etmeli diyenlerin sayısı artarken, kadın güçlenmesi için çok çarpıcı bir sonuç daha veriyor Prof. Çarkoğlu’nun araştırması: hayatın akışını birey kendisi değiştirebilir diyenler azınlıkta. Yani Türkiye’de kadın güçlenmesinin ve mücadelesinin temel ilkelerine tam olarak zıt bir toplumsal yaklaşım hakim. Prof. Çarkoğlu karamsar bir tablo çizmek istemese de durumun dindarlaşma ve hoşgörüsüzlüğe doğru ilerlediğini söylemekten çekinmiyor ve gelecek Türkiye’sine dair çok da iyimser yaklaşamıyor.
İkinci konuşmacımız Prof. Fuat Keyman ise Türkiye’nin muhafazakarlaştığını söyleyerek söze başlıyor ve sadece dini muhafazakarlığın değil, memleketimizde ayrımcılığa yol açan ve kutuplaşmaları destekleyen etnik, laik ve dışlanmış muhafazakarlıkların da mevcut olduğunu söylüyor. Türkiye’deki muhafazakarlığı farklı olana tepki olarak da açıklayan Prof. Keyman Türkiye’de mevcut siyasi ortamdaki merkez parti eksikliğinin ve merkez siyaseti olmayışının da dengeleri bozduğunu ifade etti. Sözlerine Türkiye’de artan muhafazakarlığın küresel ekonomik gelişmenin gereklilikleri ile uzun süre birlikte olamayacağını ve ekonomik mantalitenin muhafazakarlığı zorlayacağını sözlerine ekledi.
Moderatör Berkan dindarlık ve muhafazakarlık arasındaki ilişkiye ve olası ayrıma dikkat çekerek, bu konuda nasıl tanımlamalar yapılabileceğini sorguladı. Öte yandan muhafazakarlık konusunun kadın özgürleşmesi ile çatıştığı alanlar tartışıldı.
Soru-cevap bölümü ardından son bulan etkinlik, 2010’da yeni konular ve konuklar ile devam edecek.