2014’ün ilk Kadın Girişimci Buluşması İstanbul’da gerçekleşti

Garanti Bankası ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) 2008’den bu yana 25 ilde yaklaşık 5 bin girişimciyi ağırladığı Kadın Girişimci Buluşmaları, 7. yılına girdi. 2014’ün ilk toplantısı, 19 Şubat Çarşamba günü İstanbul’da düzenlendi. 200’ü aşkın kadının katıldığı toplantının konuşmacıları arasında; Garanti Bankası ve KAGİDER yöneticilerinin yanı sıra, deneyimli kadın profesyoneller de yer aldı. İlk oturum, Garanti’nin kadın girişimcilere yönelik çalışmalarını anlattığı sunumla başladı. KAGİDER Üyesi Seçil Şendağ’ın geleneksel pazarlama ve satış kanallarını ele aldığı oturum, “2013 yılı Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” seçilen Tülin Akın’ın deneyimlerini paylaşmasıyla sona erdi. İkinci oturumda ise değişen dünya düzeninde girişimcilik irdelendi; KAGİDER Üyesi Sanem Oktar, dijital pazarlama konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Her iki oturumun sonunda da, mikrofon katılımcılara uzatıldı ve gelen sorular cevaplandırıldı.

Açılışta söz alan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, İstanbul’un uluslararası bir çekim merkezi olma yolunda olduğunu ve kadınların gücünü arkasına almak zorunda olduğunu söyledi. “Kadınların işgücüne katılması sadece küresel gelirin artması değil; dünyanın diğer yarısına ait yaklaşım ve görüşlerin de ekonominin işleyişine katılması, iş yapış şekillerinin ortak akılla yeniden biçimlenmesi, toplumsal uzlaşının pekişmesi anlamına geliyor.” diyen Karadere, Türkiye’nin 2013 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporundaki durumuna da değindi.

KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan ise girişimciliğin ekonomik gelişmenin itici güvü olduğunu ve bunun kadın güçlenmesinin çok önemli bir aracı olduğunu söyledi. KAGİDER olarak girişimciliğin gücüne inandıklarını belirten Türktan, kadınların rekabetçi iş dünyasına tam anlamıyla katılmadığı durumlarda girişimciliğin ekonomik hayata katılımda önemli bir yerinin olduğuna dikkat çekti. KAGİDER’in çalışmalarından da söz eden Türktan, güçlenen kadınların ülkelerine, bölgelerine ve tüm dünyaya daha güçlü ve gelişmiş bir insan kaynağı sunduklarını, bunun da toplumların ekonomik gelişimini ve küresel ekonomik dengelerini olumlu etkilediğini dile getirdi.