Kadının bütünsel olarak özgürleşmesi önündeki engeller kaldırılmadan salt türban özgürlüğünün güvence altına alınması endişe vericidir.

Türkiye’nin gerçek demokrasiye ulaşmadaki engellerin kaldırılması için başlatılan sivil anayasa çalışmaları sürerken, AKP ve  MHP’nin salt türban problemini çözmeye yönelik girişimi gerçek demokrasi yönünde eksik kalan ve endişe verici bir süreçtir. 

 

Ülkemiz kadınlarının tek ve en önemli hak ve özgürlük sorunu üniversiteli kızlarımızın türban takma hakkı değildir.  İlkogretim çağında olup okula gönderilmeyen 684 bin kız çocuğunun eğitim hakkı, her dört kadından üçü olan  20 milyon kadının çalışma hakkı, çalışan kadınların %66’sının sosyal güvenlik hakkı, şiddete maruz kalan ve kadınların beden bütünlüğü ve yaşam hakkı, karar alma mekanizmalarında yer almayan kadınların temsil hakkı da savunulması ve çözüm önerilerinin eş zamanlı olarak bulunması gereken çok öncelikli kadın haklarıdır. 

 

Üniversiteye girme hakkı kazanmış olup üniversiteye giremeyen kadınların yalnızca %1’i gerekçe olarak türbanı göstermiş iken, bu kadınlarımızın problemlerinin daha öncelikli olarak çözülme çabası kadın sorunlarına yaklaşımda bir samimiyetsizlik göstergesidir.

 

Hükümet partisi kadın - erkek eşitliğini sağlamak yönündeki tüm engelleri kaldırmaya yönelik kota dahil tüm uygulamaları savunduğu ve bunu kanun ve uygulamalar ile gerçekleşmesini sağladığı zaman türban özgürlüğünü savunması inandırıcı olacaktır.

 

Hükümet türban ve başörtüsünün toplumda bir baskı unsuru olarak yaşamı tehdit edeceği endişesi taşıyan kadınların da haklarını yasalarla güvence altına almalıdır.

 

Toplumsal bir sorunu Anayasa içinde çözmeye çalışmak tehlikelidir;

 

Üniversitelerde türban problemini anayasa maddesinde düzenleme yaparak çözmeye çalışmak, gelecekte farklı kanunlarla anayasamızın laiklik ilkesini tehdit edebilecek sonuçlar doğurabilecektir. Yetişkin kadınların inançları nedeniyle, aynı inançları taşıyan erkeklerden farklı muameleye tabii tutularak, eğitim hakkından yararlanmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını destekliyoruz. Ancak anayasa da eğitim hakkına dair, kılık kıyafete özel vurgu yapılmasını yanlış buluyoruz.

 

YÖK yasasının bütünüyle daha özgürlükçü ele alınması, özerk ve özgür yapılar olarak üniversitelerin türban konusunu kendilerinin karar vermesi en doğru yöntemdir.